Korktum...
Ben oyun oynuyordum. Annem çağırdı. "Gelemem, ben oyun oynuyorum" dedim. Nereden bilebilirdim ki annemin beni yanına son kez çağırdığını. Bir şeyler olmaya başladı. Evimize ne oluyor? Neden her şey yere düşüyor? Annem neden bağırıyor? "Korkma!" diyor. Galiba birisi evimizi sallıyor, tıpkı annemin beni salladığı gibi. Ama bir değişiklik var bu işte? Annem beni sallarken canım yanmıyordu ki. Peki şimdi neden ağlıyorum? Annem nerde ki? Uff kolum çok acıyor, her yer karanlık kıpırdayamıyorum. Oyuncaklarım nerede? Bu sesler ne?, neden bağırıyor herkes?
Bir ses geliyor, bu ses annemin sesi. "Buradayım anne bak görmüyor musun? Anne! anneciğim! Çıkar beni buradan ben senin kucağında uyumak istiyorum. Bu taşlar çok sert, zaten kolumda çok acıyor. Amcaların sesini duyuyorum sanki bir şeyler söylüyorlar ama niye beni görmüyorlar, çıkarmıyorlar? İşte ben bebeğimi de buldum ama o da ağlıyor. Canı acıyor galiba. Ben şimdi onu öper tedavi ederim, hiçbir şeyi kalmaz. Sende böyle yapıyorsun ya... Öpünce hiç bir şeyim kalmıyordu, acımıyordu bir yerim. Anne Korkuyorum! Susadım, acıktım, üşüyorum....
Birisi bağırıyor uzaklardan “Sesimi duyan var mı?”. Var evet duyuyorum ama siz beni duymuyorsunuz ki. Üstümde sanki babaannemin o ağır yorganlarından var tam on tane. Öyle ağırlar ki bir kıpırdayabilsem.
Sesler daha da yakınlaştı. Bir el gördüm yabancı bir eldi. Senin eline benzemiyordu.. Toprak içinde, kirliydi. Sonunda o el tuttu elimden, çıkarttı beni taşların içinden. Kimdi o? Dışarısı ne kadar kalabalık herkes ağlıyor. Bir gün okulda Ali Fatma'nın bloklarını yıkmıştı da Fatma çok ağlamıştı. Tıpkı evler o bloklar gibi yıkılmış insanlar Fatma gibi ağlıyor.
Beni hastaneye götürüyorlar, sen nerdesin anne?
Günler geçiyor kolum artık acımıyor, ama içim acıyor. Beni buradan almaya kimse gelmiyor. Annem gelmiyor. Babam gelmiyor. Dedem gelmiyor. Artık daha çok korkuyorum. Herkes etrafımda bir şeyler soruyor bana. "Adın ne? Kaç yaşındasın? Bakıyorum onlara sadece ağzımı bile açmadan bakıyorum. Zaten konuşmaya çalışsam da sesim çıkmıyor ki.
Hâlbuki çığlıklar atıyorum içimden kimse duymuyor, bilmiyor ama benim bildiğim tek şey var o da artık annem ile babam gelmeyecek...
Depremde belki evleri, okulları, eşyaları her şeyleri gitti. Ama en önemlisi canları gitti. Ateş düştüğü yeri yakar diyorlar ya ateş onları yaktı. Küçücük elleriyle hayata tutunmaya çalışıyorlar, korku dolu gözlerle etrafa bakıyorlar. Belki her şeyi anlıyorlar belki de kısacık hayatlarında ilk kez böyle bir şey yaşıyorlar. Depremin çocukları onlar...
2 yorum:
Özge'ciğim yazın çok başarılı ve etkileyici olmuş. Emeğine sağlık.
Teşekkür ederim Emine.
İnşallah böyle acıları bir daha yaşamayız, Allah hepsine sabır versin...
Yorum Gönder